Basketbolcu Satou Sabally, VOGUE röportajında: "Kızların sporda kendilerine yer olduğunu görmeleri gerekiyor"

Kadın sporları giderek daha fazla ön plana çıksa da önümüzde kat etmemiz gereken daha çok yol var. Gerekli görünürlüğü yaratmak için neye ihtiyacımız var?

Özellikle kız sporlarında hedef odaklı desteğe ihtiyacımız var. Finansal kaynaklar kimin rekabetçi sporları hayal edebileceğini, kimin edemeyeceğini belirlememeli. Aynı zamanda kızlara ve kadınlara yönelik gelecek vaat eden yapıların yaratılması gerekiyor: Kendi şehirlerinde bir Bundesliga; Kendi ülkenizde bir Euroleague takımının olması, yerel yeteneklere yeni ufuklar açar ve burada kalıp gelişmeleri için teşvik sağlar. Ancak görünürlük de en az onlar kadar önemli: Daha fazla haber kapsamına ihtiyacımız var; çünkü kadın sporcuların paylaşacak çok şeyi var. Ve son olarak, medya temsiline ve görünür rol modellerine ihtiyaç var. Kızların sporda yerlerinin olduğunu görmeleri gerekiyor.

Bu konuda Almanya ile ABD arasında herhangi bir fark görüyor musunuz?

Her halükârda. ABD'de örnek alınabilecek çok daha fazla rol model var; sporcuların bir sonraki nesille bir araya geldiği kamplar gibi formatlar. ABD'de genç kadın sporculara, okul sporuyla en üst düzeyde profesyonel sporun uyumlu olduğu bir sistem sunuluyor. Bu, perspektifler ve gerçek gelişim fırsatları yaratır. Almanya'da bu bağlantı genellikle eksiktir; rekabetçi sporları ve eğitimi aynı anda teşvik eden yapılar. Profesyonel liglere bakıldığında açıklar ortaya çıkıyor: Kadın takımlarına erkek takımlarına kıyasla ne kadar yatırım yapılıyor? Gerçekte, kadın takımlarında ne yazık ki çok sık kalifiye antrenör ve personel eksikliği yaşanıyor ve kadın sporlarını bir yatırım olarak gören sponsorlar da bulunmuyor. Bu yine de erkeklerden çok farklı. Profesyonel sporlar için bu kesinlikle yeterli değil. Bu farklılıkların dürüstçe tespit edilmesi ve sistematik olarak azaltılması gerekiyor.

Kadın sporları konusunda karşılaştığınız ve ortadan kaldırmak istediğiniz önyargılar neler?

Temel olarak rekabetçi sporların öncelikli olarak erkek alanı olduğu fikri hâlâ varlığını sürdürüyor. Pek çok kadın için şu soru da ortaya çıkıyor: Spora tüm enerjilerini yatırmaya maddi ve zaman açısından gücü yetiyor mu? Profesyonel sporculuk kariyerine karar verdiğimde, eğitimimi başarıyla tamamlamak benim için önemliydi. Bu çift yük gerçekten bir meydan okumaydı. Spor yoluyla istikrarlı bir finansal temel ve iyi bir hayat inşa etmek mümkündür; ancak bunun için kendi atletik gelişiminize gerçekten odaklanma şansı vermeniz gerekir.

Bu kadar genç yaşta göç etmek ve ardından spor ve üniversite gibi iki yükü birden göğüslemek nasıldı?

Gerçekten çok zordu. 17 yaşındayken Freiburg'a taşındım; evimden ilk kez uzaktaydım. İşte o zaman, günlük hayatta anne ve babamın aslında ne kadar yük taşıdığının farkına vardım. Aynı çatı altında yaşadığınızda masada yemek olması ve çamaşırların yıkanması kaçınılmazdır. Birdenbire her şeyi kendim organize etmem ve aynı zamanda lise diplomamı almam gerekti. Rekabetçi bir atlet olarak, kendi yolunuza gitmeyi erken yaşta öğrenirsiniz; bu, zaman zaman kendinizi izole hissetmeniz anlamına gelse bile. Oregon'da üniversiteye gittiğimde bana inanılmaz derecede yardımcı olan bir aile ortamı buldum. Ancak, çifte yük çok ağırdı: Sabah sekizden akşam sekize kadar günüm tamamen planlıydı: Üniversite, eğitim, ödevler. Ve bundan sonra da sosyal hayatınızın olmasını ve arkadaşlıklarınızı sürdürmeyi istersiniz. Eğer bir şeye gerçekten tutkuyla bağlıysanız, bir yolunu bulursunuz. Benim için takım bir aile oldu, soyunma odası ise kendimi rahat hissedebileceğim ve gelişebileceğim bir yer oldu.